Alaçatı, Türkiye'nin batı kıyısında, mimarisi, üzüm bağları, yel değirmenleri ile ünlü
İzmir'in bir parçasıdır. Alaçatı, taş evleri, dar sokakları, butik otelleri ve sokaklarında masalı restoranları ile Türkiye'nin en geleneksel beldelerinden biridir. Bölge aynı zamanda Fransız mimar Francois Spoerry ve oğlu Yves Spoerry tarafından yaratılan
Alaçatı yat limanı ve ünlü Port Alaçatı gelişimine de ev sahipliği yapıyor. Alaçatı Ot Festivali, her yıl Nisan ayında düzenlenmekte ve yöredeki birçok bitki çeşidinin tanıtılmasıyla gastronomi ve doğal beslenmede doğa dostu yöntemleri tanıtmayı hedeflemektedir. Bölgeye özgü bitkilerin çiçek açtığı bir dönemde geleneksel malzemeler ve pişirme teknikleri kutlanır. Alaçatı, 2017 yılında, nesli tükenmekte olan geleneksel tarifleri korumak amacıyla
'Kaybolan Lezzetler Festivali' olarak da bilinen 'Kaybolan Lezzetler Festivali' adlı yeni bir festivale ev sahipliği yapıyor.
Alaçatı, yapılacaklar listesini harfiyen takip ettiğiniz yerlerden biri değil - bunun yerine Arnavut kaldırımlı sokaklarda dolaşmanız ve rengarenk binalara göz atmanız şiddetle tavsiye edilir. Sakin olun ve gündüz Türk kahvesini, geceleri kokteylinizi yudumlayın. Alaçatı, hem turistlerin hem de yerli halkın kumsalda tembel günler, Arnavut kaldırımlı sokakları çevreleyen bar ve restoranlarda yoğun gecelerin tadını çıkarabileceği popüler bir yerdir. Sadece yirmi yıl önce,
Çeşme'nin 10 km güneydoğusundaki bu oldukça mütevazı köy, ağırlıklı olarak mükemmel zeytinyağı ve birinci sınıf rüzgar sörfü ile biliniyordu. Ancak harap taş evlerinin birçoğunu lüks butik konaklamaya dönüştüren ileri görüşlü otelciler sayesinde Alaçatı, Türkiye'nin en gözde destinasyonlarından biri haline geldi.
Havalimanı Transferi
Detay